CANDiR MAHALLESİ
 
  İletişim formu
  MAHALLELERİMİZ
  ÇAYBAŞI İLÇENİN TARİHİ
  ÇANDIR MAH.
  KÖYLERİMİZ
  ÇAYBAŞI
  RESİM KÖŞESİ
  HEKİMOĞLU KİMDİR
  ÇAYBAŞINDA ERMENİ KATLİAMI
  ÜNYE RESİMLERİ
  ÜNYE TARİHİ YERLER
  YAYLALAR1
  FINDIĞIN TARİHÇESİ
  İLÇELERİMİZ
  AKKUŞ
  AYBASTI
  ÇAMAŞ
  ÇATALPINAR
  CAYBASI
  FATSA
  GÖLKÖY
  GÜLYALI
  GÜRGENTEPE
  İKİZCE
  KABADÜZ
  KABATAŞ
  KORGAN
  KUMRU
  MESUDİYE
  PERŞEMBE
  ULUBEY
  ÜNYE
  YÖRESEL YEMEKLERİMİZ
  ULAŞIM
  KONAKLAMA YERLERİ
  ORDU'DAN RESİMLER
  ANA SAYFA
ÜNYE TARİHİ YERLER

 

ÜNYE
TARİHİ YERLER VE TARİHİ YAPILAR
 
 
 
 
 
 
 
 
ÜNYE KALESİ *TOZKOPARAN MAĞARALARI * YUNUS EMRE TÜRBESİ *
HAMAMLAR * KİLİSE * SARAY SURLARI * KADILAR YOKUŞU* AYA NİKOLA * TİRYAKİ HASAN PAŞA * SARAY CAMİİ *
BAKIRCILAR ARASTASI * ANIT ÇINAR *
YAZKONAĞI MAGARASI *DİĞER TARİHİ YERLER.

ÜNYE KALESİ
Ve Kaya Mezarları
  
Ünye Kalesi Kaya Mezarı (On iki Kral Mezarı MÖ yedinci yüzyıl)
 
 Ünye Kalesi, Ünye-Niksar yolunun yedinci kilometresinde, yolun solunda ikiyüz metre yükseklikte bir tepenin üzerinde kurulmuştur. Jeologların ifadesine göre, kale eski çağlarda yanardağ iken faaliyetini tamamlamış ve yanardağın kraterleri üzerine kaleyi inşa etmişlerdir.
Kalenin ilk yapılış tarihi, Milattan önce 200-250 yıllarına rastlar. Pers kökenli Pontus Hükümdarı 2 ci Mitradates kaleyi bu kraterler üzerine yaptıran ilk kişidir.
Tarihin çeşitli aşamalarında bölgeden geçen, kısa veya uzun müddet bölgeyi elinde tutan her kavim ve uygarlık kaleyi kullanmış hepsi ek ve ilaveler yapmışlardır. Kalede ki kaya mezarları altıncı yüzyılda yapılmıştır. Bunu yanında kalede dehlizler, kuyular, mağaralar, kıral mezarları, eski sur kalıntıları, uzun tüneller bulunmaktadır. Duvar ve sur kalıntıları kısmen Yunan ve Roma kısmen de Osmanlı mimarisi izlenimini vermektedir. Kaleyi en son kullanan Osmanlılar da bir takım eklemeler yapmışlardır.
Kale 10 uncu yüzyıldan sonra bölgeyi elinde bulunduran Pontus ve Romalılar tarafından etkin bir şekilde kullanılmıştır. Yarıya kadar toprağa gömülü olan giriş kapısının yanlarında renkli hayvan resimleri vardır.
 
Ünye Kalesinin görünüşü On iki Kral Mezarı
 Kale tek bir kavim tarafından aynı anda yapılmamış iki bin yıllık tarihinde bölgeden geçmiş 40-50 kadar kavim ve uygarlıklar tarafından meydana getirilmiştir.
Zirveye yakın bölgede tüneller ve dehlizler vardır. Güney cephesinde çıkılması zor duvarlarda üç metre genişliğinde kaya mezarı dikkati çekmektedir. Mezarın üçgen alınlığının her üç noktasında da Bizans’ı simgeleyen kartal figürleri vardır.
Zirveye yakın bölgede tepenin dibine iniyor izlenimini veren tünelden 485 basamak kadar inilmiş daha aşağısı yukardan düşen taş ve molozlarla dolmuştur.
Şahane ve heybetli görünümü ile kale sırlarla doludur.
Gezilmesi ve zaman ayrılması gereken önemli bir yerdir. Ünye’den şehir içi dolmuşları ile veya taksi ile ulaşılabilir. Çevresinde yöresel yemeklerin yapıldığı kır lokantaları vardır. Ayrıca kalenin içinde bulunduğu Kale Köyü halkının da gelenlere ilgisi sıcak ve candandır
 
 
Ünye Kalesinin dolaşım krokisi Kalenin - Yabancı bir ressam tarafından 1800  yılında   yapılmış bir resmi
 

Kale ve On iki Kral Mezarının görünüşü
 
TOZKOPARAN
MAĞARALARI
VE KAYA MEZARLARI

Tozkoparan Mağaralarının girişi
Ünye’de ilk yerleşim milattan önce onbeşinci yüzyılda başlamıştır. Ortaasyadan göç eden kavimler doğu Anadolu’dan Karadeniz sahillerine ulaşmış bunlardan bir kol da Cevizdere mevkiine yerleşmiştir. Yörede kazılar yapan hemşehrimiz, Prof. İlhami Kılıç Kökten burada önemli eserler bulmuştur. Cevizdere’nin Ünye tarafında klasik ve daha sonraki dönemlere ait mağaralar ve mağaralar içinde çeşitli resimlerle kayalara oyulmuş mezarlar vardır. Yöredeki şehirlere hakim olan kral ve kraliçeler öldüklerinde bu mezarlara gömülürlerdi.
Bunlardan biri de Tozkoparan-Koytakkaya mezarlarıdır. Bu mezarların milattan önce altıncı ve yedinci yüzyılda bölgeye hakim olan ve aynı zamanda bölgeye adını veren Kral Mitradates zamanında yapıldığı sanılmaktadır.
  Mağaranın girişinde her iki köşede de hayvan figürleri yer almaktadır. İçinde de çeşitli insan ve hayvan figürleri mevcuttur. Bu mağaralarda ve mezarlarda demir ve bakırdan yapılmış, ölünün gömülürken yayına konulan süs eşyaları ile insanların kullandığı çakmak taşlarından
yapılmış kesici aletler bulunmuştur.
 Bugün burası Yüceler köyü hudutları içindedir. Kral Mitradesin adı bugün bile yaşamaktadır. Buraya eskiden Mitradeş şehri anlamına gelen Mitrapolis denmekte idi. Bu ad bugün pek az bir değişiklikle “Midrebolu” şeklinde yörenin adı olarak kullanılmaktadır.
Ünye’den iki kilometre uzaklıkta olan mağaralara minibüs, taksi ve özel oto ile gidilebilir. Ana yoldan mağaraya kısa bir patika yolla ulaşılır, herhangi bir koruma ve aydınlatma yoktur. Mağaralar bakımsız haldedir etrafına inşa edilen evlerin arasında kalmıştır.



YUNUS EMRE TÜRBESİ



  Yunus Emre Türbesinin dıştan görünüşü
 
Yunus Emre Kimdir? 
Yunus Emre onüçüncü yüzyılda yaşamış bugün bile kolay anlaşılır bir Türkçe ile yazmış Anadolu tasavvuf akımının öncsü bir Türk şairidir. İnsan sevgisine dayan bir görüşü anlatmıştır. Şiirlerinde Tanrı, insan, sevgi, barış, ölüm, olgunluk, erdemlik, alçakgönüllülük ve insan sevgisi yolu ile Tanrıya ulaşılacağını işlemiştir. İslam tarihinin de tartışmasız en büyük bilginlerinden biridir. Allah katında kabul görmek, nefsi yenmek, kavgaya, nifaka, gösterişe, hamlığa, düşmanlığa şekilciliğe karşı durmuş, İslamın sabır, kanaat, hoşgörü cömertlik ve iyilik değerlerini öğretmiş ve savunmuştur, telkin etmiştir. 
Türkiye’nin onüç yerinde Yunus Emre’nin türbesi ve mezarı olduğu iddia eden yer vardır. Bunlardan en önemlilerinden biri de Ünye’deki mezarıdır.

Türbenin içten görünüşü
Ünyeliler “Şehnuz” dedikleri evliyanın mezarının Yunus Emre’nin mezarı olduğuna inanmışlardır. Türbe Ünye’ye üç kilometre uzaklıkta Saraçlı mahallesi ve Gölevi köyü tepelerinde elli dönümlük yeşil bir arazi içindedir. Türbenin bulunduğu tepe Ünye’ye kuşbakışı bakmaktadır. Türbenin bulunduğu bölgede yapılan araştırmalrda birçok Selçuklu sanatı ile yazılmış mezar taşları bulunarak sandukanın içine konulmuştur. Ayrıca eski mezarın baş ve ayak uçlarında Selçuklu tarzı mezar taşı bulunmuş taş yöredeki insanlar tarafından çimento ve sıva ile onarıldığı için üzerindeki yazılar okunamamıştır. Ancak daha önce bu taşta Ali İbni Emre yazısının okunduğu söylenmektedir. Taştaki yazıların Türkçe tercümesi “Ali oğlu Yunustur”. Ali ise Yunusun babasının adıdır.
 
Türbenin eski hali
Ünyeliler çok sevdikleri Tunus Ermeye muhteşem bir Türbe yaptırmışlardır. Burası bir ziyaret yeri haline gelmiştir. Ayrıca Ünyeliler Yunusun adını Parklara, okullara ve yollara vermişlerdir. Bugün Yunus Emre’ye en çok sahip çıkan kent Ünye’dir.
Türbeye ulaşım şehirden çınardibinden dolmuş ve taksilerle sağlanmaktadır. Türbe çevresinde herhangi bir yiyecek, içecek imkanı yoktur. Hazırlıklı gidilmelidir.
 

AYA NİKOLA Kilise Harabeleri
 
Ayanikola Kilisesi harabelerinin 1930 yılında Ahmet Şen tarafından çekilmiş bir fotoğrafı
Ünye’nin Samsun yönünde çıkışında bulunan küçük bir yarımadadır. Üstünde, kilise olduğu bilinen eski bir yapının kalıntıları vardır. Son yıllarda yapılan araştırmalar, Hristiyan aleminde “Noel Baba” olarak bilinen Saint Nicholas (Aziz Nikola)’ın burada yaşadığını ortaya çıkarmıştır. Aynı araştırmaların sonuçlarına göre Aya Nikola, Oğuz Boyundan Türk bir ailenin çocuğudur. Sarı Saltık olan adı, 6 yaşlarındayken ailesinin Hristiyan olmasıyla Nicholas (Nikola) olarak değiştirilmiştir. Nikola büyüdüğünde, Yarımadadaki kilisede rahiplik yapmış, denizcilikle uğraşmıştır.
Ünye’ye iki kilometre uzaklıkta olan Aynikola 1800 lü yıllarda Hrıstiyan halkın yaşadığı küçük bir balıkçı köyü idi. Bugün kalıntılarından Bu kilise kalıntıları halk arasında Aynikola olarak bilinen, Ünye’nin kuzeybatısında, şehir sadece alçak bir duvar kalmış olan kilise 1800 ün başlarında yapılmış ve 1930 dan sonra tamamen yıkılmıştır.
Hristiyanlar için kutsal sayılan bu kiliseye hastaların iyileşmesi için götürüldüğü, yeni evlenen çiftlerin mutlu olabilmeleri için burada evlenme törenlerinin yapıldığı söylenmektedir.
Ayrıca denizcilerin hamisi sayılan Aya Nikola’ya, denizciler sefere çıkmadan önce gelir dua ederlermiş. Bugün elimizde bu kiliseye ait sadece birkaç duvar ve birkaç resimden başka bir şey yoktur
 
Üzerinde Ayanikola kilisesi olan adanın bugünkü hali, sadece küçük kalıntılar vardır
 

Bugün düğün salonu olarak kullanılan Yalı’daki kilise

KİLİSELER
Bugün Ünye’de ayakta kalan bir tek kilise bulunmaktadır. 1902 yılında Serveti Fünun adlı İstanbul’da yayınlanan bir dergideki Ünye ile ilgili bilgilerde Ünye’de köylerde onbeş kaza dahilinde üç kilise olduğu yazılmıştır. Bunlardan bir tanesi ayakta kalmış o da Belediyece düğün salonu olarak kiraya verilmiş, kiracı ise içinin orijinal mimarisini bozmuştur. Ortayılmazlar Mahallesi Yalı mevkiindeki bulunan bu kilise, kesme taştan yapılmış, olup dış mimari özelliğini bu güne kadar korumuştur. Bu kilisenin taş işçiliği ve mimari tarzı bakımından 17ci yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Mübadelede Rumların Ünye’yi terk etmeleri ile kapanan kilise atmışlı yılların başına kadar Ünye’ye elektrik sağlayan elektrik santralı olarak kullanılmıştır.
Bunun dışında bugün hamam olarak hizmet veren yerin de, kilise olarak yapıldığı sonradan hamama çevrildiği tarihçiler tarafından iddia edilmektedir.
Eskiden kilise tepesi denilen eski ortaokulun bulunduğu yerde bir kilise daha vardı bu da okula ek bina yapılması için 1955 yılında yıkılmıştır.
Düğün salonu olarak hizmet veren kilise şehir içinde Yalıkahvesi mevkiindedir, yürüyerek ulaşılabilir
 
 
1955 yılında yıkılan bir başka kilise (Ahmet Şen) Düğün salonu olarak kullanılan kilisenin son hali
 

  KADILAR YOKUŞU

Kadılar Yokuşunda evlerin taş oymalı giriş kapıları
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ünye’de çok sayıda ünlü kadı (hakim) yetişmiştir. Çoğunluğu bu kadılardan oluşan sakinlerden dolayı bir sokağa “Kadılar Yokuşu” denilmiştir. Şehir merkezinde, kıyıya dik olarak inen ve Cumhuriyet Meydanı’na bağlanan Kadılar Yokuşu İlçe’nin mutlaka görülmesi gereken yerlerindendir. Çünkü,tarihi “Ünye Evleri”nin en gösterişlileri buradadır.
Ünye Osmanlı döneminde birçok kadı yetiştirmiştir. Kadılık Ünye’de babadan oğla sürmüştür.
Zamanın kadıları ve kendilerinden sonra gelenler bu yokuşta konaklar yaptırarak oturmuşlar burası bir kadılar mahallesi haline gelmiştir. Bugün bu konaklardan birçoğu günümüze ulaşmıştır. Orijinal taş döşemeli yolu, taş işçiliğinin en güzel örneklerinin işlendiği giriş kapıları ve eski Ünye evleri ile bir müze sokak gibidir burası.
 
  Ve Tarihi Evler

 
Evlerin içinde halen oturulmaktadır

Oturanlar evlerin gezilmesine müsaade etmektedirler
Evlerin bir kısmı yıkık dökük olmasına rağmen bazılarının içinde halen oturulmaktadır. İsteyenler oturanlardan izin alarak bu tarihi evleri gezebilirler. Çarşı hamamının arkasından yürüyerek ulaşılabilir. Gezip yorulduktan sonra hemen elli metre ilerdeki Yunus Emre parkında kendinize bir tereyağlı “Ünye Pidesi” ziyafeti çekebilirsiniz.

HAMAMLAR

Saray Hamamı, şehir merkezinde Saray Caddesi’nde bulunan bu hamam 1960 yılında faaliyetine son vermiş olup ogün bugün terkedilmiş bir vaziyette durmaktadır. 1800 lü yıllarda Ermeni taş ustaları tarafından Ünye’den çıkarılan taşlarla yapılmıştır, burayı, Süleyman Paşa, Sarayı yaptırırken saray halkı ive misafirlerin kullanımı için yaptırdığından Saray Hamamı denmektedir.
Çifte Hamam, Bakırcılar arastasında bulunan çift kubbeli bu hamamın özelliği hakkında araştırmacı Yaşar Karaduman “Ünye’nin hamamları” adlı yazısında bu hamamda aynı anda kadınların ve erkeklerin birbirlerini görmeden yıkandıklarını yazar kubbelerin biri kadınlara biri erkeklere aittir, giriş kapıları ayrıdır. Bu hamam da 1800 lü yıllarının başında Ermeni taş ustaları tarafından Taşhane burnundan çıkarılan kesme taşlardan yapılmıştır. Bu hamamda bugün harabe haldedir.

Harabe haldeki içte hamam
Üçüncü hamam ise “Çarşı Hamamı” halen çalışır durumda olan ve Ünyelilere hizmet veren tek hamamdır. Öğleden önce erkeklere öğleden sonra bayanlara şeklinde halkın hamam ihtiyacını karşılamaktadır. Tarihçiler mimari tarzına bakarak, uranın eskiden kilise olduğunu sonradan hamam çevrildiği söylenmektedir.
Derya Hamamı ise denizcilerin seferden dönünce bir bayram havası içinde yıkandıkları bir hamamdı, günümüze ulaşamamıştır.


BAKIRCILAR ARASTASI
  Arasta: Şehirlerde aynı işi yapan esnafın bir arada bulunduğu sokak

Bakırcılar arastasının 60 lı yıllarda çekilmiş bir fotoğrafı
Hem Ünye’nin hem de bütün yörenin en önemli alışveriş merkezi olan Tarihi Bakırcılar Arastası, geçmişteki canlılığını yitirmiş olsa da hala çekiç sesleri yükselen, otantik eşyaları ile birer küçük müze gibi duran tarihi dükkanları ile gezilip görülmesi gereken bir yerdir. Burada dolaşmak geçmişe yapılan yolculuk gibidir.

Bakı güğüm üreten bir esnaf 50 li yıllar

Atmışlı yılara kadar bu sokak içinde sıra ile bakırcı dükkanları vardı. Bakırcı esnafı ellerinde çekiçlerle bakırlara hayat verir yöre halkı için çeşitli kullanım araçları, tencereler, tavalar, kazanlar yemek kapları imal eder satarlar ve kalay işleri yaparlardı. Bakırcılık Ünye’de hayli gelişmiş bir iş kolu idi. Bugün bu ustaların çocukları ve torunları çok az sayıda dükkanlarda ev ve mutfak eşyalarının yanı sıra süs eşyaları aksesuar ve turizme dönük ürünlerde üretmektedirler. Şehrin içinde olup ulaşım yürüyerek sağlanabilir,  çevredeki otantik esnaf kahvelerinde bir bardak çayla yorgunluğunuzu atabilirsiniz.


Süleymanpaşa Sarayı


1860 yılında fırtınalı bir gecede mutfağında ve ahırlarında çıkan bir yangında yanan ve bir rivayete göre de İstanbul’daki Sultanın kıskanarak yaktırdığı inanılan göz kamaştırıcı saray. Bu resim sarayda misafir edilmiş bir Fransız ressam tarafından çizilmiş olup, bugün Paris Güzel Sanatlar Akademis’inin giriş salonunun duvarındadır.


VE SURLARI
 
Bu surlar meşhur Süleyman Paşa sarayından günümüze ulaşan tek orijinal eserdir. Saray bu surların üzerine inşa edilmişti ve aynı zamanda sarayı denizden de koruyordu.
Cumhuriyet Meydanı’nda anıt çınarın önünde kuzeye giden solun sol tarafında yükselen surlar on metre yüksekliğinde olup yirmi otuz metrelik bir kısmı ayakta sağlam kalmıştır. Saray, 1800 lerin başlarında Sancak Beyi Süleyman Paşa tarafından, deniz kenarında bu surlar üstüne yaptırılmış olup, aynı yüzyılın ortalarına doğru yanmıştır. Dönemin en önemli mimari şaheserlerinden biri olarak kabul edilen saray, batılı ressamlara da esin kaynağı olmuştur.
 

Saraydan geriye kalan surların bugünkü hali


ANIT AĞAÇLAR

Fatih Sultan Mehmet’in
(-Lala burası nasıl yerdir ki bir dikili ağaç yok. Tez çadırımın önüne bir fidan dikile.
Bir dahaki daha ki sefere altında dinlenürüz.)diyerek diktiği ve Ünye’nin timsali olan beşyüz yıllık çınar ağacı.Ünye’liler buraya “Kavak Dibi” demektedirler.

Ünye şehir merkezinde çok sayıda yaşlı çınar ağacı vardır. Bu ağaçlardan biri tanesi ise anıt ağaç statüsündedir. Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan tarihi çınar ağacının yaklaşık 500 yaşında olduğu hesaplanmıştır. Çınarın çevresi 9 metre çapı 2,5 metre boyu 30 metredir. Çınarın gövdesinden biri 1950 yılında isabet eden bir yıldırım sonucu parçalanmış ve yanmıştır.
  Bu çınarı Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon fethinden dönerken Ünye’de konakladığı sırada diktiği söylenmektedir. Trabzon’dan yelkenlilerle Ünye’ye çıkan Fatih Sultan Mehmet, buradan Ünye-Niksar yolu ile İstanbul’a ulaşmıştır. Ünye’de çınarın olduğu yere çadırını kurduran Fatih, vezirine dönerek (-Lala, burada hiç ağaç yoktur tez çadırımın önüne bir fidan dikile, bir daha buradan geçmek nasip olursa dibinde dinleniriz.) İşte bu gün Ünye’nin ortasındaki meşhur anıt çınar ağacı böyle dikilmiştir.



Camiler
 
Saray Camisinin çeşitli açılardan çekilmiş görüntüleri
Ünye’de orijinal olarak günümüze ulaşan tek Cami Saray camisidir.  1710 yılında yapılmıştır. Zaman zaman onarım görse de büyük ölçüde orijinalliğini korumuştur. Şehir merkezinde çınar ağacının yayındadır, yürüyerek ulaşılabilir.
Diğer camilerden, Büyük cami, Orta Cami, Çömlekçi Mah. Camisi, Orta Mahelledeki mahalle sakinlerinden Hacıosmanağa tarafından yaptırılan Hacıosmanağa camilerinin ilk yapım tarihleri 1500 ile 1700 yılları arasında olmasına rağmen bunlar yıllar içinde birkaç defa onarılmış veya bazıları yıkılıp yeniden yapılmış olduğu için ilk camilerden günümüze ulaşan orijinal bir bölüm yoktur.


Tiryaki Hasan Paşanın Mezarı

Tiryaki Hasan Paşa’nın Ünye’deki mimarisi tartışılan mezarı
 
Sağda görülen ve mezarın başında bulunan kitabe yanlış yazılmıştır. Tiryaki Hasan Paşa Kalenin Fatihi
değildir, savunma savaşı vermiştir. Soldaki doğru bilgileri içeren kitabeyi örnek olsun diye biz hazırladık

Kanije Kalesi Kahramanı Beylerbeyi Tiryaki Hasan Paşa Ünyelidir

Ünye’nin Çatak köyünde 1530 dünyaya gelmiş küçük yaşta İstanbul’a götürülerek o yılların bir adeti olması dolayısı ile Fatih Medresesine verilmiştir. Oradan Enderun’a alınmıştır(Saraydaki Okul) Enderun dan sonra Üçüncü Muradın şehzadeliğinde Manisa’ya göndermiş onun başmuhasipliğini yapmıştır.
Üçüncü Murat padişah olunca onu hep yanında bulundurdu. 1594 yılında Bosna Beylerbeyi oldu. Kanije Kalesini 100.000 kişilik düşman ordusuna karşı 9000 kişiyle savunarak Kanije Kahramanı Ünvanı ve Padişah Üçüncü Mehmet kendisine vezirlik veridi. “Türk gibi kuvvetli” sözü Avrupalılar tarafından bu savaştan sonra söylenmiştir.
1608 yılında Budin Beylerbeyiliğinden kendi isteği ile emekli olunca, padişah Üçüncü Ahmet onu memleketi olan Ünye’de Osmanlı Donanmasının urgan ve halat  tezgahlarına deruhte etmesini istedi ve 1611 yılında bu görevde iken Ünye’de vefat etti.
Mezarı tam dörtyüz yıl sonra bir inşaat sırasında çıkan mezar taşındaki yazılar okununca bulundu. Mezar taşında Osmanlıca, “Burada Kanije Kahramanı Tiryaki Hasan Paşa yatmaktadır” yazılı idi. Ünyeliler ona bir mezar yaptılar. Cumhuriyet Meydanında Öğretmen evinin duvarının dibindedir. Yürüyerek ulaşılabilir ve ziyaret edilebilir


 
Yazkonağı Mağarası

Burası henüz daha yeni keşfedilmiştir. Yazkonağı köyü sınırları içinde olduğu için bu ad verilmiştir. 2002 yılındahazırlanan bir rapora göre mağara kireç taşlarından oluşmuştur. Mağara girişten itibaren iki kola ayrılmaktadır. Kolllardan biri ana mağarayı oluşturmakta olup galeri görünümünde uzanmaktadır. Bu kolun girişten itibaren 250 metre kadarlık bir bölümü ziyarete açılabilir niteliktedir. Bu kısım on metre yüksekliği ve 20 metre yükseklikteki bir üst merkezden dökülen bir suyun aktığı görkemli bir boşluk ile son bulmaktadır. Buradan sonraki kısım ziyaretçilerin girişine uygun değildir.
Yazkonağı mağarası ziyarete açılabilir niteliktedir. Ünye’ye gelen Kültür bakanı mağaranın turizme açılması için gerekli çalışmaları başlatmıştır. Ulaşım köye çalışan dolmuşlarla veya özel otomobillerle yapılmaktadır. Konuya hakim olmayanların yalnız başlarına gitmeleri sakıncalıdır.


DİĞER TARİHİ YERLER VE YAPILAR

Ünye’nin Dereköy’ün de bulunan Kazankaya şelalesinin üzerindeki köprü
Ünye ve çevresinde yukarıda sayılanlardan başka çok sayıda eski kale, han, hamam, konak, su değirmeni, çeşme, köprü, cami, şadırvan, mezarlık, kilise ve yola rastlamak mümkündür. Gencağa Kalesi, Erenyurt Kalesi, Şahinkale, Kabadirek Camii, Kale Köyü Çeşmesi, Beylercedeki Hatipler Konağı, Ericek Yaylası’ndan geçen Kral Yolu ve Kavaklardaki Osmanlı Dönemi’nden kalma mezarlık bunlardan bazılarıdır.
  Ancak, yörede şehir içinde bulunan tarihi yapıların tam bir dökümü henüz çıkarılmamıştır. Bilgiler ve yazılanlar birbirini tutmamaktadır. Sağlıklı bir araştırma yoktur. Ancak, yeni kuşaktan bazı genç araştırmacı ve tarihçi arkadaşlar, bu konuda çalışmalar yapmaktadır. Bu yerler ve ulaşım koşulları hakkında Ünye Turizm Müdürlüğünden bilgi alınabilir.
 
Karlıtepe köyündeki Gençağa kalesi harabeleri - Çamlıktaki Osmanlı Mezarları
___________________________________________________________________________
Hazırlayan Yaşar Karaduman www.unyeses.net
Yazar adı, site ve kaynaklar belirtilerek tamamen ve kısmen kullanılabilir.
Kaynaklar: Yeşil Ünye Rehberi -Orhan Bora, Tarihte Ünye-Osman Doğan, Karadeniz’de Bir Boğaziçi-Osman Doğan, İpekyolu-Yaşar Argan, Oney’den Ünye’ye-İrfan Tosun, Şirin Ünye Akkuş Sesi Gazetesi, Ünye’nin Hamamları-Yaşar Karaduman, Mezartaşındaki Yanlışlık-Yaşar Karaduman
Fotoğraflar: Ahmet Şen, Eren Tokgöz,Ufuk Mistepe, Üzeyir Koyun,MürselinGüney,YaşarKaraduman
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 
 
 
   
ORDU HABER  
   
Bugün 7 ziyaretçi (29 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol